Tarıma COVID-19 Etkisi
Koronavirüs salgını, ülkelerin gıda üretiminde kendine yeterlilik politikalarını daha çok öne çıkarmasına neden olacaktır. Çok iklimli olmanın sağladığı ürün çeşitliliği avantajı ileri teknoloji kullanımıyla desteklenirse, Türkiye kendine yeterliliği yani gıda güvencesini rahatlıkla sağlayabilecektir.
Koronavirüs (Covid-19) salgını dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaşamın her alanında çok önemli değişikliklere sebep oldu. Sağlıktan tarıma tüm sektörlerde, eğitimden iş hayatına her alanda yaşadığımız olağanüstü gelişmelerin etkilerini önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Nasıl ki 1929 Büyük Buhranından önce ve sonra diyerek karşılaştırmalar yapıyorsak, aynı şekilde ekonomi başta olmak üzere her alanda koronavirüs öncesi ve sonrası diye değerlendirmeler yapacağız. Salgının etkilerinin hafifletilmesine ve gelecekteki muhtemel sonuçlarına yönelik çıkarımlar, ilgili kurumların web sayfalarında, bilimsel makalelerde, magazin dergilerinde, basında ve sosyal medyada çok hızlı bir şekilde yerini aldı ve almaya devam edecektir. Bu çalışma, tarım ve politikaları bağlamında benzer amaçlara katkı vermeyi hedeflemektedir.
Koronavirüs salgınının dünyanın tüm toplumlarında meydana getirdiği öne çıkan üç önemli değişiklik; hareketliliğin azalması/durması, belirsizliğin/istikrarsızlığın artması ve sağlık endişesiyle oluşan yeni tutumlardır. Hayatın akışındaki bu değişiklikler, ekonomide arz-talep dengesini ve fiyat oluşumunu şok niteliğinde etkilemektedir. İstisnai durumlar ve ürünler hariç genelde talebi ve arzı azaltıcı, dolayısıyla küresel ekonomik büyümeyi yüzde 2.9’dan yüzde 2.4’e, salgının uzaması durumunda yüzde 1.5’e düşürecek etkiye sahip olacağı öngörülmektedir. Salgının süresine bağlı olarak 2020 uluslararası ticaretinde yüzde 13 ile yüzde 32 arasında daralma olacağı tahmin edilmektedir. Salgın sırasında tamamen durmuş olan turizm hizmetlerinin, yakın zamanda toparlanamayacağı tahmin edilmektedir. Son bir ayda kredi kartı ile farklı harcama kalemlerinde yüzde 5 ile yüzde 93 arasında, ortalamada ise yüzde 37 düşüş yaşandı ve bu düşüşün salgın süresince devam edeceği öngörülmektedir. Salgın sırasında oluşan belirsizlik nedeniyle harcama yerine altına ve dolara yönelme, bu likidite araçlarının son bir ayda yüzde 20’nin üzerinde değer kazanmasında etkili olmuştur. Arz ve talepteki bu azalışlar; gelir düşüşüne, işsizliğin artmasına ve gelir dengesizliğinin büyümesine neden olmuş ve olmaya devam edecektir.
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını ile yürürlüğe giren çeşitli tedbirler gıda güvenliği ile tarımın stratejik öneminin hatırlanmasına neden oldu.
Dünya ekonomisi, COVID-19 salgını nedeniyle tarihte benzeri görülmemiş bir krizin eşiğine gelirken, sürecin her alanda olduğu gibi küresel tarım sektörü açısından da önemli sonuçlar doğurması bekleniyor.
Son yıllarda ülkeler için sanayi ve dijital sektörler öncelikli alanlar olarak öne çıkarken COVID-19, tarım ve hayvancılığın ekonomiler için ne derece kritik olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Salgın nedeniyle uygulanan kısıtlayıcı tedbirler çerçevesinde insanlar büyük ölçüde eve kapanırken, pek çok ülkede market, kasap ve manav gibi temel gıda ihtiyaçlarının karşılanabileceği yerler dışındaki zaruri olmayan ticari işletmelerin faaliyetlerine geçici olarak ara verildi.
Uzun raf ömrüne sahip ürünlere olan talep hızla artış gösterdi
COVID-19'a yönelik tedbirler çerçevesinde ülkeler seyahat kısıtlaması, karantina, sınırların kapatılması ve sokağa çıkma yasağı gibi çeşitli önlemlere başvururken bunun tarımsal üretim ve tedarik zinciri üzerine etkileri de ortaya çıktı.
Pek çok ülkede yürürlüğe giren kısıtlamalar nedeniyle vatandaşlar marketlere akın etti. Salgının ne kadar süreceğinin öngörülememesi nedeniyle özellikle uzun raf ömrüne sahip ürünlere olan talep hızla artış gösterdi. İnsanlar, makarna, pirinç, un ile çeşitli bakliyat ve konserve ürünleri satın almak için birbiriyle yarıştı. Salgın nedeniyle bu nesil ilk defa marketlerde boş raflarla karşılaştı.
Salgınla birlikte tarımsal üretim ve gıda zincirindeki bütün unsurlar kritik sektörler olarak belirlenirken bunların faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilmelerine imkan sağlandı. Çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşanların işlerine kesintisiz biçimde devam etmelerine izin verildi. Ayrıca gıda sevkiyatının aksamaması içinde gerekli tedbirler alındı.
Tedarik zincirinin kesintiye uğraması riski doğdu
Öte yandan seyahat yasakları ve sınırlardan geçiş engellemeleri gibi tedbirler gıda ve tarımsal ürünlerde tedarik zincirinin kesintiye uğraması riskini de ortaya koydu.
COVID-19 nedeniyle Avrupa ülkeleri mart ayında hızla iç ve dış sınırlarını kapatmaya başladı. Bu durum kıta içinde yüksek derecede entegre olan gıda zincirinde tedarik sorunlarına neden oldu. Salgın, özellikle taze meyve ve sebze gibi görece daha hızlı bozulabilecek ürünlerle birlikte diğer gıdalara yönelik lojistik sorunlar ve kaygılar doğurdu. Pek çok Avrupa ülkesinde temel ürünlere erişim sıkıntıları yaşanmasıyla bu alanda yeni adımlar atıldı. AB ülkelerinin, özellikle temel ihtiyaçları taşıyan tırların geçişlerini kolaylaştırmaya ve hızlandırmaya başlamasıyla sorun bir derece giderilebildi.
Avrupa'da çiftçiler mevsimlik tarım işçisi bulamadı
Özellikle Avrupa ülkeleri ve ABD'de çiftlikler, uygulanan kısıtlamalar nedeniyle ürünlerinin hasat döneminde mevsimlik tarım işçileri bulmakta sıkıntılar yaşamaya da başladı.
Fransa, Almaya, İtalya, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde çiftlikler salgın tedbiri olarak sınırların kapatılmasından ötürü mevsimlik tarım işçisi bulamadı.
Bu ülkeler normalde Doğu Avrupa ülkelerinden telafi ettikleri tarımsal iş gücüne erişimde sıkıntı yaşadı. Başlangıçta kendi vatandaşlarının tarlalardan ürünleri toplamasını isteyen ülkeler bu zor ve emek yoğun işe fazla talep olmamasıyla strateji değiştirdi. Almanya, COVID-19'a yönelik uyguladığı pek çok tedbiri hiçe sayarak Romanya'dan binlerce tarım işçisini uçaklarda balık istifi halinde ülkesine getirterek tarlalarındaki ürünlerini toplatmaya başladı.
Benzer bir durum ABD'de de yaşandı. ABD'nin tarımsal üretimde önemli rol oynayan Meksikalı mevsimlik tarım işçileri çiftliklere erişemedi. Bu nedenle ülkede pek çok ürün tarlada kaldı.
Gıda tedarik zincirlerinin kuvvetlendirilmesi öngörülüyor
Ülkelerin gıdada kendilerine yeterli olmak için tarımsal desteklemeleri artırması ayrıca yerli tarımı canlandırması da kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkıyor.
Tarımsal üretimde çeşitli dijital teknolojilerin kullanımının hız kazanması ve gıda tedarik zincirlerinin kuvvetlendirilmesi öngörülüyor.